Toprağa bi tohum ekiyoruz, onun büyümesi için elimizden geleni yapıyoruz. Suluyoruz, ara sıra konuşuyoruz, seviyoruz, yapraklarını temizliyoruz. Bazen o kadar uğraşmamıza rağmen gün geliyor hastalanıyor. Gücünü kaybeden ölüveriyor ama direnmeyi tercih eden er ya da geç kendini toparlayıp değişiyor ve o güzelliğini ortaya çıkarıveriyor.
Bu sahne bizler için de geçerli değil mi?
Yaşadığımız bazı şeylere üzülüp kırılıp pes etme noktasına gelmiyor muyuz? Tabiki geliyoruz. Bundan daha normal bir şey yok.
Anormal olan o geldiğimiz noktada aynı o ağaç gibi kendimizi öldürmek, duygularımızı bitirmek, düşüncelerimizi susturmak...
Aslında tam o noktada her şeyi farkedebiliriz ve iyileşmek için çaba sarfedebiliriz. İnsanın kendi için attığı hiçbir güzel adım boş kalmaz.
En önemli iki şey var 'farkedebilmek' ve 'affedebilmek'
Kendini ve yapabileceklerini farkedebilmek; kendini ve başkalarını affedebilmek...
Bu iki sihirli kelimeyi uyguladıktan sonra insan değişiyor, yaşadığı en ufak yere bile köklerini salıp içindeki güzelliği ortaya çıkartıyor. Verimli hale gelip dokunduğu her şeyi güzelleştiriyor.
Her şey bizler için değil mi zaten?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder